top of page
786762__MRE1571.jpeg

Açık Su Yüzme:

Boğaziçi Kıtalararası

YARIŞLAR | TEMMUZ, 2019

Bu yazıyı kesinlikle yarışı merak eden, ama düzenli yüzmeyen ve daha önce yüzme yarışına katılmamış olanlar için yazıyorum. Eminim ki yüzme yarışlarına katılanlar ilk senelerinde merakla Kıtalarası’nı başarı ile tamamlamış ve müdavimi olmuşlardır.

 

Ben ise yarışa merak saldığımda ilkokuldan beri düzenli anlamda yüzmemiş, tatilden tatile yüzen, havuz antremanını sevmeyen, açık denizde yüzmeyi ise hayal edemeyen biriydim. İlk Akın yarışa katıldığında yarış bitiş alanından Boğaz’daki bu muhteşem görüntüyü izlemekten çok keyif almış, ama ne kendimi o yarışmacıların arasında hayal edebilmiştim ne de bu kadar uzun süre yüzmenin bana keyif vereceğini düşünmüştüm. Nereden çıktı bilmiyorum, bir gazla bir sonraki sene için elemelere ben de kayıt yaptırdım.

Yarış kayıtları yaklaşık Aralık - Ocak aylarında açılıyor, ve gerekli belgeleri göndererek sağlık probleminiz de yoksa kayıt yaptırabiliyorsunuz. Kayıt yaptıran çoğu kişi için elemeleri geçmek şart. Çoğu diyorum, çünkü bir önceki sene katılmış ve yarışı iyi bir süre ile bitirmiş - Akın gibi- yarışmacılar otomatik olarak bir sonraki sene de katılabiliyor.

 

Elemeler, her yılında Mayıs - Haziran aylarında İstanbul ve belirli büyük illerde gerçekleşiyor. Her sene katılan yarışmacıların 800 metre yüzme skorlarının çan eğrisi alınarak çanın üzerinde kalanlar katılmaya hak kazanıyor.

Elemeleri geçmek için gereken zamanlar, en azından geçmiş senelerin skorları websitesinde yayınlanıyor. Genel olarak, hangi aralıkta skorunuzun olması gerektiği ile ilgili bir fikir verdiği kesin. Bu skorlara göre mutlaka düzenli antreman yapmak gerekiyor. Ben çok fazla olmasa da haftada 1 veya 2 yüzme antremanı yapmayı aksatmamaya çalıştım. Tabi, bunun yanında farklı sporlar da yaptığım için dengeleme fırsatı buldum. Başka spor yapmayan biri için belki biraz daha fazla sayıda olmalı.

 

Antremanlarda bazı günler uzun mesafe gitmeye, bazı günler ise interval yapmaya ve hızıma odaklanmaya özen gösterdim. Aslında mantık olarak koşu antremanlarındaki gibi farklı kasları çalıştıracak bir programlama yapmaya çalıştım. Ve ayda bir de 800 metreyi yarışa katılıyormuşcasına yüzerek hızımı ölçtüm.

Özellikle yüzme tekniğini geliştirme ihtiyacı hissedenler için en azından başlangıçta ders almaları hem stillerini düzeltmeleri hem de antreman programlaması açısından çok faydalı olur. İnternette yüzme stilleri ile ilgili çok sayıda video ve paylaşım olmasına rağmen dışarıdan bir profesyonelin sizin yüzmenizi gözlemleyerek düzeltmesi zaman açısından çok fark yaratıyor.

 

Yarış, Kanlıca’dan başlıyor ve 6,5k sonra Kuruçeşme parkında son buluyor. 6,5k gözünüzü korkutmasın, akıntı etkisinin çok fazla olması nedeniyle yaklaşık 3,5k uzunluğa denk geldiği söyleniyor. Akıntı bu anlamda yüzücülere yardımcı da olsa yarışın sonlarına doğru aslında bir engel de oluşturuyor denebilir.

Yarışın başladığı Kanlıca noktası yarışın en serin sularının olduğu yer sanırım. Kanlıca’dan 2. Köprünün tam ortasını kerteriz alarak Boğaz’ın ortasına doğru yüzdüğünüzde daha ılık ve rahat sulara varıyorsunuz. Köprü altı geçişi havanın kararması ile birlikte özellikle benim gibi açık deniz deneyimi olmayan acemiler için oldukça heyecan verici.

 

Köprüyü geçtikten sonra yine Boğaz’ın ortasından, karşıdaki elektrik direklerini kerteriz alarak ilerliyorsunuz. Bu sırada kıyıda yürüyüş yapanların sesleri, Bebek’e doğru hoş bir manzara size eşlik ediyor. Yarışmacılar, Boğaz’ın dört bir yanına yayıldığı için çevrenizde çok fazla insan kalmıyor, ve bu harika deneyiminin keyfi ile ağır ama tempolu ilerleyebiliyorsunuz.

Yarışın en zor etabı ise en son başlıyor. Galatasaray adasını Kuruçeşme’de geçtikten sonra nerede olduğunuzu çok iyi takip etmeniz ve zamanlama konusunda iyi bir strateji izlemeniz gerekiyor. Farklı deneyimlerden olanlar şöyle:

 

Boğaz’ın çok fazla Anadolu yakasına yakın kısmında kalır ve Kuruçeşme hizasına gelirseniz bitiş noktasına dik girmeniz gerçekten çok zor. Özellikle hizalama konusunda ufak bir gecikmeniz karşı tarafın akıntısı ile birlikte sizi Çengelköy ve 1. Köprü ayağına doğru sürüklüyor. Merak etmeyin, kurtarma botları sizi burdan geriye taşıyacaklar.

 

Boğaz’ın çok fazla Avrupa yakasında kalırsanız neler oluyor? Örneğin, Akın gibi bitiş noktasına az kaldı diyerek kıyıya yanaşırsanız ters akıntı yine sizi Bebek yönüne doğru direnç uyguladığı için 10 kaplan gücünde yüzmeniz gerekiyor. Bu bölgede hafif dalga ve akıntı ile boşa kürek, pardon kulaç çekmemek mümkün değil.

 

Eğer ortadan gelirseniz de bir noktada bitiş noktasına dönme kararını almanız gerekiyor. Maalesef her zaman tam doğru zamanlama olmuyor, ve benim gibi 100-200 metre bitiş standlarının önünde ilerlemeye çalışarak zaman geçiriyorsunuz.

 

Yarış bitikten sonrası ise söylenecek çok fazla söze gerek yok. Tekrar gelmek, tekrar yüzmek, daha fazla yüzmek istiyorsunuz. Başka yarışlar araştırıp yüzerek nerelere gidebilirim bunları merak ediyorsunuz. Bir sonraki sene görüşmek üzere.

bottom of page