top of page
FullSizeRenderAE.jpg

Hint Okyanusu'nun Tembel Adaları:

Şeyseller

UZAKLAR | HAZİRAN, 2017

Şeyseller

Haziran, 2017

Rahat insanları, Fransa ile İngiltere arasında kalmış mizacı, bol yeşilli ve mavili doğası ile ”The Seychelles.”

Biz Şeyseller’in popüler ve bilindik bir balayı veya bir egzotik ada destinasyonu olduğunu düşünürken çevremizden bilmeyenler çıktıkça aslında düşündüğümüzden daha az popülerliği olduğunu anladık. Bu algımız, adalar ülkesine vardığımızda turistik lokasyonların azlığı ile de doğrulandı.

 

Cennet gibi bir ada için rota: Şeyseller!  

IMG_9166.JPG

Rota: Şeyseller 

Şeyseller, Maldivler gibi 100’den fazla adadan oluşuyor, ama Maldivler’den farklı olarak ziyaretinizin büyük bir kısmı minik kumdan adalardan ziyade belli başlı birkaç adada geçiyor. Zaten bazı adalar veya atoll’ler uzaklıkları nedeniyle Şeyseller’e sadece gönülden bağlı görünüyor.

Havalimanı, ana kara Mahe’de yer alıyor. Otellerin ve popülasyonun büyük bir kısmı da bu adada. Ulaşım açısından diğer adalara kolay erişim imkanı sağladığı için Mahe ana lokasyon olarak iyi bir opsiyon. 

Mahe’den feribot veya helikopter ile ulaşabildiğiniz Praslin ve La Digue adaları popüler ziyaret noktalarından. Bu adalar, birbirlerine yakın olmak ile birlikte Mahe’ye feribot ile 1 saat ve dalgalar nedeniyle sallantılı bir mesafede. Üstelik turistler için feribot gidiş dönüş yaklaşık 400 TL. Dolayısıyla, Praslin ve La Digue’i güzelce gezmeliyim, sahillerinde yatmalıyım diyenler için bu adalarda kalmak daha iyi bir seçenek gibi görünüyor. İkisini biraraya sıkıştırayım, feribot parasını çıkarayım diyenler için önerim bu hayali kenara koymaları. Bu seçeneği tur şirketleri ile birlikte yapabilmek ile birlikte her gittiğiniz yerde “evet, gördüm, 10 dakika kaldım” demiş olursunuz. Ya da bizim yaptığımız gibi sadece birini seçip gezebilirsiniz.

Diğer bir opsiyon ise tekne veya yelkenli turları. Farklı şirketlerin sunduğu programlar Şeyseller’i denizden ziyaret etmenin keyifli bir yöntemi. 

IMG_9277.JPG
IMG_9276.JPG

Mahe: 

Mahe adasına bakarsanız havalimanından kuzeye doğru Victoria ve feribotların kalkış noktası olan şehir merkezi yer alıyor. Şehir merkezinin kuzeyinde Le Meridien, Savoy, Hilton gibi otellerin yer aldığı Beau Vallon bölgesi var. Beau Vallon’un hemen altında adanın en yüksek noktası Morne milli parkı, adanın güneyinde ise aralıklarla lüks otellerin olduğu sahiller sırasıyla dizilmiş durumda. 

Özellikle gün içerisinde La Digue ve Praslin adalarını ziyaret edeceğinizi düşünerek adanın merkezine yakın kalmak erken feribot saatlerini yakalamak açısından avantaj sağlıyor. Adada nerede kalırsanız kalın, geri kalanını günlük araç kiralayarak gezip görebilirsiniz. 

IMG_9272.JPG

Beau Vallon

Beau Vallon, adanın uzun ve kayalıksız sahil sunan popüler noktalarından biri. Birçok otele ev sahipliği yapmasının yanı sıra gün içerisinde adanın diğer koylarına nazaran daha iyi bir deniz deneyimi sunuyor. 

Beau Vallon’dan batıya doğru ana cadde üzerinde gittiğinizde Bel Ombre mahallesi ve son otobüs durağı ile karşısında La Scala restaurant ve devamında da Anse Major’a giden yürüyüş rotasını bulabilirsiniz. İyi bir yürüyüş ile 45 dakika – 1 saat içerisinde turkuaz koya ulaşabiliyorsunuz. Yürüyüşün kendisi, Silhoulette Island ve doğa manzarası ile yürünmeye değer. Bir de Beau Vallon’dan sarı deniz taksi var. Bununla da gidip gelebiliyorsunuz.

Beau Vallon, özellikle pazar günleri yerel halkında plajlara inmesi ile kalabalık bir plaj. Tabi, denize girip rahatça güneşlenebileceğiniz fazla fazla yer her zaman var. Sadece ıssız plaj konseptini bu noktada yakalayamazsınız, ama buradaki bir otelde kalıyorsanız şezlonglarla sahile doğru yaklaşabilir, gelgitlerin seviyesine göre ileri geri oynatabilirsiniz.

Plajda adanın genelinden daha fazla yemek seçeneği bulunuyor. Yemek seçenekleri olarak La Plage, Baobab Pizzeria, Boat House denenebilir. 

IMG_9169.JPG

Güney Mahe

Havalimanından güneye doğru belli başlı koylar ve otelleri bulabilirsiniz. Bu bölge, biraz daha otele bağlı kalıp sakin bir koyda vaktini geçirmek isteyenler için ideal. Genel olarak buradaki koylar mercan resiflerinden dolayı yüzmesi daha zor, yer yer sığ, yer yer dalgalı. Güzelliği ile seyirlik plajlar arasında Anse Intendance, Takamaka Beach, Baie Lazare yer alırken; minik ve daha yüzülebilir bir plaj kategorisinde Anse Soleil; geniş ve çevresi hareketli plaj kategorisinde ise Anse Royale’i görüyoruz.

Dikkatimizi çeken oteller kategorisinde ise Banyan Tree, Kempinski ve tabi ki koya karşı sonsuzluk havuzları ile bakmaya doyamadığımız Four Seasons. Bunun dışında daha az lüks oteller de pek tabi tercih edilebilir, çünkü plajlar Türkiye’den farklı olarak özelleştirilmemiş ve tüm Şeyseller halkına açık durumda. Yani, havlusunu kapan güneşin altında doyasıya kızarabilir. Sahil kenarındaki işletmeler ise limitli. Marketten su, atıştırmalık ve benzeri ihtiyaçları alıp gitmek gerekiyor, çünkü plaj çevresinde her zaman bir kafe veya restaurant yer almıyor. Kimi zaman seyyar “coconut” sucu bulabilirsiniz tabi.

IMG_9279.PNG

Morne 

Mahe’nin güneyi gezisinde diğer Hyundai kiralık araçları ile turlayan çiftlere katıldıktan sonra kuzeye doğru çay fabrikasına tırmanışa geçebilirsiniz. Biraz aceleci davranıp 16:00’da kapanan bu eski fabrika meraklısına veya canı sıkılana alternatif. Çay fabrikasından Victoria yönünde Morne Blanc yürüyüş rotası var. Öğleden sonra gelmeniz durumunda sisler içerisinde başlayan bu rotanın öğle saatlerinde açıldığı ve şehre kuşbakışı baktığı söyleniyor. Bizim vaktimiz kalmadığından bu aktiviteyi pas geçmiştik. Yaz mevsimde sonbaharı yaşamak isteyenler için alternatif olabilir.

IMG_9280.PNG

Le Jardin du Roi

Pas geçmediğimiz durağımız ise Le Jardin du Roi oldu. Anse Royale civarlarında tepeye doğru çıktıkça çıkarak ulaştığınız bu botanik bahçe sizi eski zamana götürüyor. Ben de daha çok Amerika’da 1900’lü yılların başına götürdü. Filmlerden gördüğüm kadarıyla tabi. Oraya vardığınızda sizi nereye götüreceğini kim bilir?

Botanik bahçe, bitkilere meraklıysanız daha ilginç olmak ile birlikte bizim için güzel bir manzarada şahane bitki özlü dondurmalarımızı kaşıkladığımız limon özlü içeceklerimizi hüplettiğimiz bir noktaydı. Aman işte, botanik bahçe canım demeyin. Hele de Mahe’de çok da görülecek bir yer yokken.

FullSizeRender3.jpg
IMG_9238.JPG

La Digue

 

La Digue, görmüş olduğum en güzel sahile sahip yavru bir ada. Bu sahile sadece Mahe’den Praslin’e 1 saat,  Praslin’den La Digue’e 15 dakikalık feribot ile ulaştıktan sonra yarım saat bisiklet ve 15 dakikalık bir tırmanış ile varabilirsiniz. Daha da güzelini ararsanız bir sonraki koya yani Anse Cocos’a bir 15 dakika daha yürümeniz gerekiyor. Petite Anse, bizim için yeterli oldu. Sahilin en sonuna ulaştığımızda kayalıklar arasında büyükçe bir kırmızı yengeç ve takipte usta minik bir köpekten başka kimse yoktu. Onlarla birlikte zaman da durdu.

Image-1.jpg

Bir önceki koy ise Grande Anse. Bisiklet ile ulaşılabildiği için biraz daha kalabalık. Bir o kadar mavi ve beyaz köpüklü. Bu koyların ve genelde Şeysellerin en güzel yanı ise, başınızı çevirdiğiniz her yerin kartpostalı andırması. Artık kartpostal kalmadığını düşünürsek her bir kareyi Instagram’a koyduğunuzda teker teker beğenilir de diyebiliriz.

Adanın diğer tarafında yer alan Anse Source D’argent ise fotoğraflardan tanıdık bir yüz. Kayaların daha yoğun olduğu birkaç koydan oluşan bu sahil tüm ziyaretçilerin feribottan iner inmez gittikleri lokasyon. Bu nedenle, ne kadar güzel de olsa diğer koyları daha çok beğendik.

Anse Source D’argent’ın da bulunduğu parkın içerisinde bir de “Giant Tortoise” alanı var. Biz bu dev kaplumbağaları görmek için Praslin’den ulaşılabilen Curiese adasına gitmeyi düşünürken bir de baktık ki bu devler burayı da mesken tutmuşlar. Yaklaşık 15-20 dakikamızı her birini yeşil dallarla beslemek ile geçirdik.

IMG_9210.JPG

Adadan geri dönüş akşamüstü 16.30 veya 17:00’de mevcut. Daha sonra Praslin’den de Victoria’ya feribot var. Feribot saatine kadar eğer sahilde yan gelip yatmadıysanız bol bol zamanınız kalıyor. Geriye kalan zamanı bir aşağı bir yukarı bisiklete binmek, yol üstündeki minik otellere çat kapı girip yemek yemek veya sahil kenarından taze “coconut water” almak ile değerlendirebilirsiniz. Yalnız gözleriniz yolda, frenleriniz tutuyor olsun. Her an bir “giant tortoise” karşıdan karşıya geçiyor olabilir.

FullSizeRender5.jpg

Kafamızda deli sorular

Ne zaman? 22-26 Haziran tarihleri arasında THY’nin direkt uçuşunu kullandık. Uçuş saatleri gidişte sabah vardığı ve dönüşte de akşam saatinde Şeyseller’den çıktığı için ile ideal saatte. Dolayısıyla 3 gece konakladığınızda doya doya 4 günü adada geçirebiliyorsunuz. Haziran ayı anladığımız kadarıyla off-season. Restaurantların bir kısmı kapalı ve bir günümüz de ara ara yağışlı geçti. Tropikal iklimden dolayı diğer günlerde de hafif yağmur ile karşılaştık, ama bizi kızgın güneş altında ferahlatmaktan başka zararı olmadı. Üstelik yağmur altında denize girebilmenin de keyfini çıkardık.

Nerede?  Biz Beau Vallon’da Le Meridien Fisherman’s Cove otelinde kaldık. SPG üyeliğinden dolayı bu seçimi yapmasaydık belki hikayemiz farklı bir yere giderdi, ama biz seçimimizden ve her akşam aynı restoranda aynı masada farklı yemekleri yemekten mutlu ayrıldık. Son gün diğer sahilleri de gezdikten sonra daha kolay yüzülebildiği için kendi sahilimizi daha bir beğendik. Yer olarak Victoria’ya yakın oluşundan dolayı mantıklı bir lokasyon. Mahe’nin güneyindeki otellerden havalimanına gidiş yarım saatten uzun sürebilir.

 

Peki ya ulaşım? Ulaşım, maalesef limitli. Yerel otobüsler mevcut, fakat haftasonları seyrek geçiyor ve akşamları erken bitiyor. Yoksa yakalarsanız oldukça hızlı gidiyor. Oldukça da ucuz. Diğer seçenek taksi kalıyor. Havalimanından otele 50 EUR, limana ise 20 EUR tutuyor. Eğer adayı turlarız, birkaç yere gideriz derseniz de araba kiralamak ve günlük 50 EUR’yu araca vermek daha mantıklı. Sadece arabanızda göçükler olmaması için Coconut ağaçlarının altında parketmemeye özen gösterin. 

 

Kaç gün gerekli? 4 gün bizim için ideal geçti. Biraz daha vaktimiz olsaydı Mahe yakınlarındaki St. Anne Marine parkına gidip şnorkel ile günü geçirmeyi düşünebilirdik. Veya Praslin’de kalıp oradaki plajları ziyaret etmeyi.

 

Eğer 1 haftalık bir planımız olsaydı diğer bir alternatif olarak tekne ile cruise yapmak güzel bir opsiyon olurdu. İnternette Şeyseller için oldukça fazla opsiyon var. Üstelik otelde kalmaktan daha ucuza geliyor.

 

Eğer bir haftadan uzun vaktimiz olsaydı bir de Aldabra Atoll’ünü ziyaret etmek isterdim. Şeyseller’de bulunan giant tortoise grubu artık evcilleşmiş olanlar. Bu atoll’de ise binlerce dev kaplumbağanın vahşi yaşamına devam ettiği söyleniyor. Özel tur ve izinler ile buraya da gezi ayarlanabiliyor. İşte bu gerçekten unutulmaz bir deneyim olurdu.

bottom of page