top of page

Mavi Beyaza Karşı: Santorini

HAFTASONU | EYLÜL, 2015

Santorini, romantik açıdan çok amaçlı ve fonksiyonel bir rota. Evlilik teklifi, balayı, ikinci balayı veya ilişkiyi tazeleme, arası bozuk olanlar için anlaşma, ortaya yol bulma… Birçok duygusal nedenle planlanabilir. Ya da daha az duygusal nedenlerle. Örneğin, gelinlik ile fotoğraf çektirme veya moda çekimi veya save the date çekimi gibi. Bizim planlama nedenimiz ise bu kategorilere girmedi. Sadece merak ve tatile duyulan özlem diyelim. 

IMG_1713.JPG

İstanbul’dan Atina’ya, Atina’nın sempatik havalimanından Santorini sahil havalimanına dev uçakla inişimiz oldukça pratikti. İner inmez tanıdık Akdeniz ruhunu hissetmek zor olmadı. Havalimanı kapısından Imerovigli’de inmek üzerine adanın bir ucundan diğer giden otobüse bindik. Bindiğimiz gibi Akın’ın ısırdığı çikolatalı kurabiyeyi kaldırması yönünde muavinden talimat aldık. Daha sonra muavinlerin inmekte yavaş kalan turistleri arkadan iterek indirmesi, adım atacak yer olmayan zamanlarda para toplama yönündeki kabiliyetleri ve daha nice özellikleri bize ev sıcaklığını aratmadı.

 

Imerovigli’de inip oteli ararken merdivenlerde valizimiz ile aşağı yukarı koşturmamız sayesinde Santorini’nin dar beyaz sokaklı, calimera manzaralı eşsiz yapısına ısınmış olduk. Kalacağımız yeri bulduğumuzda ise aslında bu kadar efora gerek olmadığını, meydandan valizleri sürükleye sürükleye rahatça gelebileceğimizi anladık.

 

Adayı dönüp dolaşıp tüm seyahat yazılarında önerilen gün batımı noktalarını denedikten sonra Imerovigli’nin hem gün batımı sakince izlemek hem de kalmak için en güzel nokta olduğuna karar verdik. Eğer bir yay veya hilal gibi düşünürsek Oia adanın bir ucunda, Imerovigli Oia’ya giden yol üzerinde ortada, Imerovigli’den diğer uca doğru merkez Fira ve diğer uçta Akrotiri.

Capture4.PNG

Santorini’de Deniz

 

Eğer Imerovigli gibi merkezi bir yerde kalıyorsanız arabaya hiç ihtiyacınız yok. Gün içerisinde Oia veya Fira’ya kısa bir yürüyüş ile gidebilir veya yoldan geçen otobüslere atlayabilirsiniz. Aynı zamanda adanın diğer tarafında kalan Kamari, Perissa veya Red Beach’e ulaşım için de elverişli. Kamari ve Perissa bölgesinde bildiğimiz sahil yapısında butik oteller ve sıra sıra beachler ile dolu. Eğer uzun bir tatiliniz varsa ve denize girmeyi de planlıyorsanız bu bölgelerde kalmayı tabi tercih edebilirsiniz. Red Beach ise kısa bir yürüyüş ile ulaşılan turistik bir koy. Yosunlar ile dolu ve sahili geniş olmadığı için daha çok gidip ayakları denize soktuktan sonra dönmek en iyisi.

Imerovigli

 

Imerovigli, öte yandan Fira ve Oia’ya doğru genişlemiş, infinity pool ve geniş terasları ile minik otellere ev sahipliği ediyor. Yeme içme yerleri sınırlı sayıda. Gezilebilecek bir kayalık çıkıntı ve mavi kubbeli bir kilisesi bulunuyor. Geceleri sessiz ve karanlık. Fazla söze gerek yok.

 

Deseler ki “şu an izinlisin, Santorini’ye git hadi”, soluğu ilk Anogi’de alırdım. Arada Akın’la birlikte Anogi’yi anıyoruz. Mücverleri, köfteleri, salataları ayrı güzellikte, ama en doyamadığımız lezzet iki hamur arasında beyaz peynirli ve ballı yemekleri. Adadan ayrılmadan son durağımız, yemekleri nedeniyle yine bu nokta olmuştu. Seni seviyorum Anogi!

Capture1.PNG

Franco’s Bar, Crazy Donkey & Fira

 

Fira ise Santorini’nin merkezi. Her merkez gibi biraz daha kirlenmiş ve kalabalık durumda. Fira’dan aşağıda deniz seviyesine inen bir merdivenli yokuş veya teleferik var. Bu noktadan cruise gemileri ile gelen turistler adayı doldurup boşaltıyor. Bu noktadan yukarı yürümek biraz zahmetli olabileceği için Yunan usulü sırada bekleyen eşeklerden birine atlayıp grup halinde çıkabiliyorsunuz.

 

Benim favorim olmamakla birlikte biraz da eşeklerin haline üzülerek çekincelerim vardı, ama Akın’la birlikte binmeye karar verdik. Yolun başında eşeğimin arkalarda kalması ile bizimle birlikte yukarı çıkan sahibinin poposuna bir fiske indirmesi bir oldu. Fiskeyi yiyen eşeğim sanki üzerinde ben yokmuşum gibi yokuş yukarı koşturmaya başladı. Durmamız gereken noktayı geçip yukarı yolumuza devam ederken Akın’ı bir daha göremeyeceğimi düşünerek endişelenmekle birlikte amcalar sağolsun çılgın eşeği yakaladılar. Böylelikle, Yunan ruhunu ilk bu noktada yakaladım.

Fira’nın en güzel noktalarından biri, Franco’s bar. Fotoğraflarda en çok gördüğüm kare olup gitmem için bana ilham vermişti. O zaman kurduğum Franco’s Bar hayallerim ile yaşadığım arasında çok fark vardı. Gün batımı için önerilen bu noktayı biz bulutlu bir günde gündüz kuşağında ziyaret ettik. Franco’s Bar meğersem klasik müzik çalmasıyla ünlüymüş. Bu kapalı havada, sadece ziyaretçi olarak biz manzaranın keyfini sıcak birer kahve ve baklava ile taçlandırdık. Yukarıdan bakan çok sayıda meraklı turiste de fotoğraf malzemesi sağlamış olduk. Eğer bu geziye dair fotoğraflarımın büyük bir kısmı yanan bilgisayarımla birlikte tarihe karışmasaydı o anı okuyanlar ile de paylaşabilirdim. Bazen biz, bir yerle ile ilgili yapılacakları okuyup aynı deneyimi yaşamaya o kadar odaklanıyoruz ki farklı deneyimlerin güzelliğini yakalayamıyoruz.

IMG_1754.JPG

Oia’da Gün ve Gün Batımı

 

Bu deneyimlerden biri de Oia’da gün batımı. Gün batımı için o kadar fazla sayıda fotoğraf konulmuş, üzerine makaleler, destanlar yazılmış ki Oia’ya gün batımında gitmemeyi düşünmek imkansız. İşte biz de yola çıktık güneşi Oia’da batırmak üzere.

 

Oia, aslında deniz seviyesindeki kayalık plajı ile adanın en güzel koylarından biri. Sadece burası uzun uzun güneşlenilecek, zaman geçirilebilecek bir plaj değil. Kıyafetinizi çıkarıp kayalıklardan cup denize girip minik adayı turlayıp eşiniz dostunuzla şakalaşıp uzun uzun yüzülebilecek bir yer. Geleni gideni, atlayanı çıkanı çok bol. Denizi berrak, manzarası adanın beyaz yamaçlarına bakması ile efsane. Tadı damağında kalıp deniz tuzu ile buradan ayrıldığınızda balık restoranları ile dolu küçük bir koy var. İster bu noktada mola verebilir veya yukarı doğru bilmem kaç merdiveni tırmanmayı seçebilirsiniz. Yine eşek seferleri bu noktada düzenli devam ediyor.

Gün batımına yukarı vardığınızda gün batımını görebileceğiniz konusunda bir garanti veremiyorum. O kadar kalabalık ki her sokağın kenarındaki kaldırımlara oturanlar, kafeleri hınca hınç dolduranlar, yanaşan tekneler, bu teknelere Fira’dan binip gelmiş insanlar, otellerinde balkonlarına çıkmış selfie çekenler, minik küvetlerde şampanya tokuşturanlar ile tüm ada soluğunu tutmuş güneşin batırmayı bekliyor. Güneş suya değmeye başlayıp gün kızıllaştığında flaşlar patlıyor, profesyonel kameralar  ortaya çıkıyor ve gün batımı tüm coşkusu ile kutlanıyor.

 

Oia, gün batımı dışında butikleri, kafeleri, restoranları ile birçok seçeneğe sahip. Bunlardan biz Melenio Cafe’yi ve Skala restoranı denedik. Memnun ayrıldık. Bir de kitapçısı tabi: Atlantis Books. Sokak seviyesinden aşağıda girdili çıktılı raf düzeni ile sempatik kitapçı. Umarım sen de bir gün kaybolmazsın Atlantis!

Capture5.PNG

Santorini'de Yapılması Gerekenler 

 

2 gününüz varsa:

  • Sabah saatlerinde veya gün batımına doğru Fira-Oia arasını yürümek

  • Imerovigli’nin merdivenlerini arşınlamak ve dar sokaklarını, kiliselerini keşfetmek

  • Imerovigli kayalıklarında gün batımını izlemek > Oia’da gün batımını izlemek

  • Franco’nun barında havanın her koşulunda arkaya yaslanıp manzaranın tadını çıkarmak

  • Oia kayalıklarından serin sulara dalmak

  • Fira sahilinden eşek sırtında yukarı koşturmak

3-4 gününüz varsa: 

  • Kamari ve Perissa sahillerinde Green Salad eşliğinde tüm gün yayılmak ve denize doymak

  • Red Beach’e yürümek, kırmızıya doymak ve geri dönmek

  • Akrotiri antik kentini keşfetmek

  • Gün batımında tekne ile denize açılmak

  • Oia’nın butik, kitabevi ve kafelerinde tüm günü miskin geçirmek

Alternatif seyahatlar: 

Santorini’yi keşfetmenin en güzel yollarından biri, Santorini Experience.

 

Ekim ayının başında yapılan yüzme ve koşu yarışması Santorini’yi aktif olarak keşfetmek isteyenler için çok cazip bir fırsat. Yüzme rotası, ortadaki eski volkandan başlayarak 2.4 km parkur ile Fira’da tamamlanıyor. Koşu ise 5,10,15 km’lik farklı rotalara sahip.

santo.jpg
santoroni experience.jpg

Photo Credit: Santorini Experience Websitesi

bottom of page